top of page

Not Almanın Sanatı ve Bilimi: 3 Yöntem, Sonsuz Olasılık

Not almak neden bu kadar işe yarıyor?

Bazen bir kitap okurken, bir podcast dinlerken ya da bir başkasıyla konuşurken öyle bir cümle ile karşılaşırız ki, sanki o an zihnimizde bir pencere açılır. O bilgi, zaten hep içimizde bir yerdeydi de, sadece hatırlamamız gerekiyordu gibi bir hisse kapılırız. Bana çok sık olur, size de olur mu? Ama o pencere açık kalmaz. Çünkü biliriz ki hafızamız sandığımızın aksine pek de güvenilir değildir. Çoğu zaman, biz hiç farkında bile olmadan kullanmadığımız bilgileri, yerine yenilerini koyabilmek amacıyla düzenli olarak siler.

Not almak, yalnızca unutmaya karşı bir savunma mekanizması da değildir. Aynı zamanda bilgiyi anlamanın, içselleştirmenin ve yeniden düzenlemenin bir yoludur. Bir derste, bir kitapta, bir toplantıda, evde ya da metro istasyonunda... Nerede karşımıza çıkarsa çıksın, aslolan o bilgiyi kendi zihinsel dünyamıza katabilmektir.


Mavi renkte vegan deriden 3 farklı boyuttaki premium defter üst üste

"Parlak Fikirler Fabrikası" başlıklı yazımda, fikirlerin aklımızdan uçup gitmesini önleyen yaratıcı yöntemleri incelemiştik. Bu sefer karşılaştığımız bilgileri nasıl işlediğimize, onları nasıl yazıya döktüğümüze daha yakından bakıyoruz. Çünkü günümüzde bilgiye ulaşmanın değil, onu işlemenin ve kullanmanın daha önemli olduğunu artık hepimiz biliyoruz. Bu yazıda üç yöntemden bahsedeceğim; ama bu serinin devamında keşfedeceğimiz farklı yaklaşımlar da şimdiden bizi bekliyor.​ Çayınızı, kahvenizi aldıysanız, haydi gelin hemen konuya girelim.


Bullet Journal Yöntemi: Disiplinli Özgürlük


New York'lu dijital tasarımcı Ryder Carroll'ın, dikkat dağınıklığıyla başa çıkmaya çalışırken Bullet Journal'ı yarattığını duymuşsunuzdur. "BuJo" diye de anılan bu sistem, zamanla sadece bir not alma yöntemi değil, dünyada milyonlarca kişinin kullandığı yaratıcı bir planlama aracına dönüştü. Carroll'un yarattığı yöntemin özü, sade bir sembol sistemine dayanıyor. • Görevler, ○ Etkinlikler, – Notlar ve ★ Önemli bilgiler gibi, sembollerle etiketlediğimiz bu verilerin hepsi tek bir defterde buluşuyor.


Mavi renkte vegan deriden 2 farklı boyuttaki premium defter ve sitah kurşun kalem altlı üstlü

BuJo sisteminin çok yönlülüğü etkileyici. Planlama, ruh hali takibi, yaratıcı yazma, hatta yemek tarifleri ya da kitap listeleri için bile kullanabiliyoruz.

Uygulaması ise oldukça basit ama esnek: Her ay için bir aylık takvim (Monthly Log), her gün için günlük notlar (Daily Log) ve uzun vadeli hedefler için bir Gelecek Günlüğü (Future Log) oluşturuluyor. Bu temel yapı sayesinde hem geçmişi izleyebiliyor hem de geleceği planlayabiliyorsunuz. Üstelik tüm bunlar, tamamen kişiselleştirilebilir; kimi kullanıcılar sadece görev takibi yaparken, kimileri içine illüstrasyonlar ve alıntılar da ekliyor.

McGill Üniversitesi'nden sinirbilimci Dr. Daniel J. Levitin, "Organized Mind - Organize Zihin" adındaki kitabında, sürekli bilgi akışına maruz kaldığımız bu modern çağda, beynimizin sadeleştirilmiş ve kategorize edilmiş bilgilere daha kolay odaklandığından bahsediyor ve Carroll'un yaptığı gibi, organize etme yükünü beynimizden dış dünyaya kaydırmamızı öneriyor.


Outlining Methodu: Düşüncenin Haritası


Hiyerarşik düşünmenin kağıttaki hali: Outlining. Bu teknik, ta Aristoteles'e kadar uzanır. Akademik yazım ve felsefi düşüncenin temel taşlarındandır. Ana başlık, alt başlıklar ve altının da altı... Her fikir bir diğerinin içine yerleşir. Bu yöntem, beynin bilgiyi organize etme becerisini geliştirir. Ana noktaları en sola yerleştirin. Daha spesifik olan her bir noktayı sağa girintileyin.

Bu teknik, prefrontal korteks aktivasyonumuzu artırıyor; yani bizi düzenli düşünmeye teşvik ediyor. Stanford Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada, fikirlerimizi katmanlı bir şekilde yazıya dökmenin, beynin yürütücü işlevlerle (executive functions) ilişkili bölgelerini daha aktif hale getirdiğinin gözlemlendiğini de yeri gelmişlen eklemesem olmaz.

Kurşun Kalem Seti, Mavi renkte vegan deriden defter, kırmızı kurdeleli mum ve premium hediye kutusu yanyana

Outlining, özellikle yazılı üretim için muhteşem bir hazırlık aracı. Blog yazmak, sunum planlamak, toplantı notları, beyin fırtınaları ve hatta bir roman taslağı hazırlamak gibi çok fazla ayrıntı içeren konularda en etkilisi. Örneğin J.K. Rowling, Harry Potter evrenini oluşturmadan önce el yazısıyla hazırladığı detaylı olay çizelgeleri ve karakter matrisleriyle bu yöntemi ustalıkla kullanan yazarlardan biri. Düşünce zincirini önce kurmak, sonra anlatmak isteyenler için birebir.


The Sentence Method: Düşünürken Yazmak


Bu yöntemin bir mucidi yok; çünkü bu, en doğal haliyle not almak: Her bilgi bir cümleyle kaydedilir. Madde işaretleri, alt başlıklar yoktur. Sanki bir sohbeti takip eder gibi yazarsınız. Bazen organize etmek için numaralandırma yapabiliriz.

Mavi renkte vegan deriden premium ajandaya tutan bir el, etrafında ataşlar

Beyin bilgiyi anlamsal olarak işlediğinde (semantic encoding), kalıcılığı artar. Bu yöntem aynı zamanda aktif dinlemeyi de geliştirir. Yalnızca duyduğunuzu yazmazsınız; anladığınızı yazarsınız. Dikkatle seçilmiş sözcükler ve bağlantılı cümleler, bilgiyi daha güçlü bir şekilde zihne sabitler.


Bu teknik, özellikle bilginin hızla aktığı toplantılar, podcast'ler, dersler ve ilham anları için idealdir. Bir konuyu henüz tam kavrayamamışken bile yazmaya başlamak, anlamaya giden yolu açar. Yani bu yöntem sadece not almak değil, aynı zamanda düşünmektir. Günlük ya da journaling ile de son derece uyumludur.



Sizin Yönteminiz, Sizin Yol Haritanız


Bazı notlar madde işareti ister, kimileri yıldız... Bazıları üç ünlem ya da kocaman bir daireyle kendini belli eder. Kimi ise sadece sizin anlayacağınız bir simgeyle kalır. Hangisinden başlayacağınızı kestirmek zor. Ama bir yöntemle gerçekten bağ kurduğunuzda, sizi nasıl ileri taşıdığını görmek çok kolay olacak.


Belki de şu an, zihninizde dolanıp duran o düşünceler, kaleminizin ucundan bir deftere inmeyi bekliyordur. Ve kim bilir... Belki o defter, tam da burada bir yerlerde sizi bekliyordur.


​Bir sonraki yazımda başka üç tekniğe daha yakından bakacağız. Eğer bu 3 teknik size uygun değilse, belki de o yazıda tam size göre bir yöntem çıkar karşınıza — ya da zaten kullandığınız bir yöntemi bambaşka bir gözle yeniden keşfedersiniz.


​Çok sevgiler,

​Pınar

❤️



Comments


bottom of page