Mevsim değişirken, birçoğumuzun şehre, işe ya da okula dönüş zamanı geldi çattı. Sıcak çaylara, aromalı kahvelere, fırından yeni çıkmış mis kokulu kurabiyelere, yumuşacık battaniyelere ve tüylü çoraplara merhaba!
Sonbahar'ın gelişiyle, tüm doğa yavaşça sarı, turuncu renklere bürünüyor ve etrafımızı sıcacık bir örtüyle sarıyor gibi hissediyorsunuz siz de, değil mi? Bu değişimle birlikte, evlerimizi sıcaklık ve huzur ile doldurma zamanı geldi. Bu mevsim geçişi bana hep iç huzurun, rahatlığın ve keyfin vurgulandığı, İskandinavlar'ın Hygge kavramını hatırlatıyor. İşte bu blog yazısında, sonbaharın sihrini, bize etkilerini ve ayrıca, Hygge'nin sıcaklığı ve içsel huzuru nasıl teşvik ettiğini ele alacağız. Hazır mısınız? Çayınızı, kahvenizi aldıysanız gelin birlikte sonbahara ve Hygge'nin sıcaklığına dalalım!
Hepimizin bildiği gibi kuzey yarım küremizde bu zamanlarda güneş gökyüzünde daha düşük bir açıdan yükselir ve günler kısalır. Böylelikle güneş ışınlarının doğrudan yeryüzüne ulaşma açısı da azalır. Güneş ışığı, cilt tarafından D vitamini üretimini teşvik eder. D vitamini, vücudun bağışıklık sistemini güçlendirmek ve genel sağlığı desteklemek için önemlidir. Sonbaharın gelmesiyle birlikte güneşe maruz kalma süresi azaldığında, bazılarımız D vitamini eksikliği yaşayabilirler. Bununla beraber güneş ışığının eksikliği, vücudun melatonin üretimini artırabilir. Melatonin, uyku düzenlemesi için önemlidir, bu nedenle sonbaharın gelmesiyle birlikte çoğumuz daha fazla uyuma eğiliminde olabiliriz.
Coğrafik konumlarıdan dolayı, güneş ışığından bizden daha az faydalanabilen İskandinavlar bu geçişi bir yaşam tarzına dönüştürerek keyfini çıkarmak konusunda uzmanlaşmışlar. Hygge'i, iç huzur ve rahatlık hali olarak düşünebilir, sıcak içeceklerde, mumlarda, keyifli iç mekanlarda arayabiliriz.
Dilerseniz gelin şimdi bu geçişi olumlu yönde etkileyecek 5 küçük ipuçunu birlikte inceleyelim.
1- Yavaş Başlayın
Uzmanlar, tatil sonrası enerjimizi toplamış, şarj olmuş bir şekilde şehre dönsek de işe ya da okula alışma sürecini ağırdan almayı öneriyorlar. Hemen yüksek hızda başlamak yerine, vitesi yavaş yavaş artırmamız, uzun vadede daha üretken olmamıza katkı sağlayabilir.
2- Bir Rutin Oluşturun
Rutinler, ritüeller dışarıdan bazen sıkıcı gibi görünseler de aslında hayatın birçok alanında bizi başarıya taşıyacak olumlu alışkanlıklar yumağı olduklarını düşünebiliriz. "Ritüeller Oluşturmak" başlıklı yazımı henüz okumadıysanız sizi böyle alalım :)
3- Kısa Vadeli Hedefler Belirleyin
Bugüne kadar o ya da bu sebepten dolayı hiçbir hedefimize ulaşmadıysak bile, yıl sonuna kadar 3 aydan daha fazla zamanımız ve başarabileceğimiz bir çok şey var. Kaleminizi defterinizi elinize alın, bir yapılacaklar listesi yapın ve kendinize güvenin. "Hedefler Belirlemek" ve "Hedeflerinize Bağlı Kalmak" konularındaki yazılarımı okumak isteyenleri de buraya alalım :)
4- Kendinizi Ödüllendirin
Bu günlerde motivasyonunuzu arttırmak için ödül ve kutlama fırsatlarını değerlendirin. İşte ya da okuldaki başarılı bir günü akşam sevdiklerinizle kutlayın.
5- Bir Hobiye Başlayın
Bu sonbaharı kendinizi geliştirmek ve yeni şeyler öğrenmek için bir fırsat olarak kullanabilirsiniz. Yeni bir hobiye, mesela yazı yazmaya başlamak veya kitap okuma alışkanlığınızı geliştirmek isteyebilirsiniz. Bu mevsim içsel büyüme ve keşif için mükemmel bir zaman. Tatil sonrası geri dönüşünüz, yepyeni bir başlangıcın da habercisi olabilir. Sonbaharın bize sundukları ile işte veya okulda başarılı ve üretken bir dönem geçirebiliriz. Bu yolculukta kendinize bir yoldaş arıyorsanız sonbahar renklerindeki ürünlerimize göz atmak için internet mağazamıza davetlisiniz.
Çok sevgiler, Pınar
🧡
Comments